Anadol: İlk Yerli Seri Üretim Otomobilin Hikayesi

Podye Nedir?

Anadol'un Başlangıç Hikayesi

1960'lı yıllarda Türkiye'de otomobil ihtiyacı artmış ve ithal edilen araçlar yeterli olmamıştır. Vehbi Koç, Türkiye'nin kendi otomobilini üretme vizyonuna sahipti ve bu doğrultuda hareket etmeye karar verdi.1966 yılında Türkiye'de Otosan firması, Ford Motor Company ile lisans anlaşması yaparak otomobil üretimine başladı. İşte bu dönemde Türkiye'nin ilk yerli otomobili olan Anadol'un temelleri atıldı. Anadol, 1966-1991 yılları arasında üretilen ve Türkiye'de büyük bir popülerlik kazanan bir otomobil markasıdır.


Anadol'un İsmi Nasıl Konuldu?

Anadol'un hikayesi, Türkiye'nin kendi otomobilini üretme hayaline dayanır. Anadol projesi, Türk mühendislerin yaratıcılığı ve çalışkanlığıyla gerçeğe dönüştü. Tasarımı İngiltere'den bir mühendis olan Reliant Motor Company tarafından yapıldı ve Türkiye'de üretildi. Vehbi Koç, üretilen arabanın aile arabası olacağından ve de halka hitap eden bir araç olduğu için ismini de halkın koymasını istedi. Ve o zaman gazetelere “Milli sanayimizin eseri olan bu otomobilin ismi ne olsun kampanyasına katılınız” şeklinde bir ilan vererek halka fikirleri sorulmuş. Birinci olan yarışmacıya da 10 Bin TL ödül belirlenmiş. Bunun üzerine 86 bin insan farklı fikirleriyle başvurdu. Finale ise şu dört fikir kaldı: Anadolu, Anadol, Otosan ve Veko. Bu önerilerin sonucunda da Anadol isminde karar kılındı.


Anadol'un Gelişimi

Anadol, o dönemde Türkiye'de halk arasında büyük bir ilgiyle karşılandı. Hem tasarımı hem de ekonomik fiyatıyla dikkat çekti. Türkiye'nin yollarında birçok Anadol otomobili görmek mümkündü. O dönemde Türkiye'nin ilk özel otomobili olan Anadol, birçok kişi için bir sembol haline geldi.Anadol, farklı modelleriyle piyasaya sürüldü. 1975 yılında Anadol A1 modeli tanıtıldı ve daha sonra Anadol A2, A8, STC-16, Böcek gibi modeller üretildi. Her model, zamanının teknolojik özelliklerine uygun olarak geliştirildi ve dönemin otomobil trendlerini takip etti.Ancak, Anadol'un hikayesi sadece bir otomobilin üretimiyle sınırlı değildir. Anadol, Türk mühendislerinin yeteneklerini sergilediği bir platform oldu. Üretimi sırasında yerli parça kullanımına önem verildi ve Türkiye'de bir otomobil endüstrisinin doğmasına katkıda bulundu.


Anadol'u İnekler Yiyor Muydu?

Bu arabaları ineklerin yediği söylentisi vardır. Elbette bu konuya da değinmek gerekir. Bu kısmen doğru bir şehir efsanesidir. Anadolun ilk üretileceği dönemde bir maliyet hesabı yapan yöneticiler bu arabanın metal sacdan üretilmesi durumunda sadece bu sacın maliyeti aracın piyasa fiyatının üzerinde olacağı gerçeği ile karşılaştılar. Bu sorunu çözmek için de tüm arabayı o zamanlar cok yeni bir teknoloji olan karbon fiberden oluşturma kararı alınır. Zaten az önce bahsettiğim Reliant Motor Company ile yapılan işbirliği de buradan gelir. Karbon fiber teknolojisi o kadar yenidir ki Anadol A2 modeli 4 kapılı ilk seri üretim araba olarak otomotiv tarihine geçer. Gelelim arabayı keçilerin, ineklerin yemesi konusuna. Bu teknoloji çok yeni olduğundan dolayı tepki görmüş ve o dönem gazetelerde böyle haberlere yer vermişti. Teknik olarak bu malzeme yenebilir gibi gözükse de bence cam elyafı olan fiber glas hiç bir hayvanın besin zinciri içinde yer almıyordur. Kaldı ki karbon fiber teknolojisi günümüzde en üst düzey spor arabalarda sıklıkla kullanılmaya devam etmektedir.